26 Haziran 2008 Perşembe

Mitoloji

FRİGYA ( PHRYGIA ) EFSANELERİ

MARSİYAS VE APOLLON MÜZİK YARIŞMASI

apollon_ve_marsyas__iki_muusa_muzik_yarismasi.jpg

Frigya'nın Kelanai* kentinde doğmuş Marsyas. Büyüdükçe müziğe merak sarmış. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Tanrı Pan'a ilahiler yazarmış. Yani öylesine severmiş müziği. O zamanlara kadar bir tuluma çeşitli düdükler takılır, öyle değişik sesler elde edebilirlermiş eski insanlar. Marsyas başka başka düdüklerden çıkan sesi, bir tek kamışa yedi delik açarak, bir düdükten elde etmiş. İşte bugün çaldığımız flüt kaval ve ney'in* atasını Frigya'lı Marsyas icat etmiştir.
Marsyas flütü icat etmekle kalmamış, çok da güzel çalarmış. Gür Ormanlarla kaplı Frig dağlarında hem çalıp hem dolaşırken, güzel sanatlar Tanrısı Apollon' a rastlar ve Tanrıya meydan okur. Tanrı Apollon'un üç telli lir'i nasıl çaldığı dillere destan. Apollon bu küstahlığa çok kızar ama yarışmadan kaçmaz. Frig Kralı Midas, güzel sanatların koruyucuları dokuz peri kızı (MOUSE'LER) hakem olarak çağrılırlar. Tanrı Apollon üç telli lir'ini yine çok güzel çalar, Marsyas'da çok güzel çalar. Kral Midas birinciliği yurttaşı Marsiyas'a vermiş. Tanrıya hiç saygısızlık yapılır mı? Senin kulakların iyi duymuyor, onları büyütelim de bundan sonra daha iyi duyarsın diyerek Midas'ın kulaklarını eşek kulalarına çevirmiş.
Marsyas'a kızgınlığını da derisini yüzüp bir ağaca gererek göstermiş. O günden bu güne Anadolu'da ne zaman bir flüt çalsa, bir de davul sesi yankılanır dağlarda.
Mouse'lar Marsyas'ın bu durumuna o kadar üzülür ve ağlarlar ki, gözyaşlarından bir ırmak oluşur. Marsyas Irmağı, Aydın'dan Yatağan'a giderken Çine yakınlarında bu ırmağı görürüz. Günümüzdeki ismi ÇİNE ÇAYI dır.
Gelelim Kral Midas'a. Eşekkulaklarını saklamak için büyük bir külahla dolaşır olmuş. Sırrını herkesten böyle saklıyormuş. Bir kral eşekkulaklarıyla halkının önüne çıkamaz ya. Gel zaman git zaman saçları uzamış kesilecek olmuş. En güvendiği berberin koltuğuna oturmuş. Sıkı sıkı tembih etmekten de geri kalmamış. Eğer sırrımı söylersen?...?
Ama bu sırla yaşamak berbere ölüm. Kimseye de söyleyemiyor, gitmiş ıssız bir yere bulduğu bir çukura eğilip bağırmış "Midas'ın kulakları eşek kulakları" rüzgar almış bu sesi bütün Frigya'ya yaymış. Midas'ın sırrı ortaya çıkmış. Midas külahını çıkarmış. Ama öyle iyilik sever bir kralmış ki, onu seven halkı görmezlikten gelmişler Midas'ın eşek kulaklarını.
(Yukarıdaki mitin başka bir versiyonunda, Marsyas'ın yerini PAN alır)

NOT;

*Kelanai, bugünkü Dinar İlçesi.

*Ney, yedi deliklidir

MOUSA, Müz

Güngör Dilmen'in "Midasın Kulakları Eşek Kulakları" adlı bir tiyatro eseri vardır.

Yunanlılar daha sonraları fülütü Frigler'in elinden almak için, bir mit uydurmuşlardır.
Güya flütü savaş Tanrıçası Athena icat etmiş. Bir su kenarında flütü çalarken sureti suya yansır, o da ne? Flüt çalan yanakları şişmiş, Tanrıça , çok çirkin görünmektedir. Eee nede olsa kadın, çirkin görünmeye tahammül edemez flütü kaldırıp atar. Flütü Marsyas bulur.
Hadi canım sende, savaşla uğraşanın müzikle ne işi var. Bari Aphroodite'ye icat ettirsenize.

TANRI PAN, FÜLÜTÜ İCAT EDİYOR




Frigler'in doğa tanrısı PAN. Doğayı korumak için ülkesinde dolaşırken güzeller güzeli orman perisi Syrinks'le karşılaşır. Ona aşık olur, diler döker ama nafile, orman perisi kendini Tanrıça Artemis!e adamıştır. ( Artemis ve rahibeleri sonsuza kadar bakire kalmaya ant içmişlerdi) Tanrı Pan'dan kurtuluş olmadığını anlayınca kaçar, Pan onu kovalar ve bir pınarın kenarında tam onu yakalayıp sarılmak isteyince, Syrinks, kardeşleri su perilerine yalvarıp yardım ister.
Su perileri Syrinks'i saza çevirirler, Pan'ın kolları bir demet saza sarılır. Pan üzüntü içinde derin bir of çeker. Birden ortalığı hüzünlü ve tatlı bir melodi kaplar. Pan anlar ki bu ses sazlardan çıkmıştır. Bari bu şekilde benim ol der. Değişik boylarda yedi saz keser, bunları balmumuyla yan yana yapıştırarak Syrinks adını verdiği müzik aletini icat eder. Bu müzik aletine günümüzde panflüt diyoruz.

not;
Syrinks veya sirinks

-YA DAVUL ?

Euripides'in , Bakkhalar Tragedyasından;

Dionysos şöyle der Bakkha'lara: ".. Alın Phrygia'dan getirdiğimiz davulları, anamız Rhea ve benim için icat edilmiş davulları..."
( Rhea, Ana Tanrıçadır)

KRAL MİDAS; TUTTUĞUN ALTIN OLSUN



Sanat. Eğlence ve şarap Tanrısı Dionysos ve alayı Frigya yaylarında oradan oraya dolaşırken, yaşlı Silenos, yorulur bir ağaç gölgesinde uyuyakalır. Bulanlar alay edip aşağılayarak Kral Midas'a getirirler. Midas, Silenos'u on gün krallar gibi ağırlar ve Dionysos'a götürür. Tanrı çok memnun olur ve Midas'a " dile benden ne dilersen " der.
Midas; "Her tuttuğum altın olsun"
Midas'ın her tuttuğu hakikaten altın olur. Kral mutlu ve çok sevinçlidir. Akşam olur,
büyük bir iştahla sofraya oturur. Evet her tuttuğu altın olmaktadır. Ekmeği, yemeği hatta sevmek için sarıldığı güzel kızı'da. Kral pişman olur ve isteğinin yanlışlığını anlar.
Tanrıdan, dileğini geri almasını ister. Yoksa açlıktan ölecektir.
Tanrı. Paktolos* ırmağında yıkanmasını söyler.

Midas, Paktolos Irmağında yıkanır, dileğinden kurtulur, ırmağın kumları altın olur.
Irmağın kıyısında yer alan SARDES kenti, ırmaktan topladığı altınla zengin olur. Dünyada ki ilk parayı basarlar. "Karun gibi zengin" sözü. SARDES Kralı Kraisos için söylenmiştir.

Bilgi:
DIONYSOS Üzüm. Şarap, eğlence, sanat Tanrısı, Antik tiyatrolarda, Dionysos Sunağı bulunurdu. Önce bu sunağa adaklar sunulur sonra gösteriye geçilirdi.
DİONYSOS, çocukluğunda Silenos'un himayesinde büyüdüğü için, ona çok değer verirdi.
DIONYSOS, Çoğu kez genç ve güzel bir delikanlı olarak gösterilir.
Dionysos Alayı; Geceleri dağarda meşalelerle ve dans ederek dolaşırlar. Bir sevinç fırtınası koparırlardı.
SİLENOS, İhtiyar ama akıllı ve müzik ustasıdır.
SİLENOS, Yaşlanmış Satyr'lere verilen genel bir isimdir.
PAKTOLOS Irmağı, Gediz Nehri
SARDES Kenti; Salihli!ye bağlı sart köyünde

GORDION


Frig Kralı bir gün ölür. Yerine geçecek varisi de yoktur. Kendisine danışılan kahin ertesi sabah kente ilk kim arabasıyla gelirse kral odur der. Ertesi sabah Gordios adlı çiftçi kağnısıyla kente girdi ve kral olduğunu öğrendi. Kendisini erkenden kente ulaştıran kağnısını Tapınağa armağan etti. Bu arabanın okunu boyunduruğa bağlayan ip öylesine kördüğüm edilmişti ki, onu açacak kadar marifetli olan kişinin tüm Asya kıtasına egemen olacağı söylentisi yayıldı.
Büyük İskender M.Ö. IV. Y.y. da Gordion kentine geldiğinde bu söylenceyi duydu. Doğru tapınağa gitti, hakikaten çözülmesi imkansızdı, kılıcını çekip bir vuruşta düğümü kesti.
Makedonya İmparatoru B. İskender, on yıl gibi kısa bir sürede Asya'nın hakimi oldu. Dünyanın en büyük imparatorluğunu kurdu.

GORDİON, Frigya'nın başkenti. Ankara'nın güneyinde Polatlı yakınında, Yassıhöyük Köyündedir. Kazıları devam ediyor. Bekçisi,bir Müze ve kafeteryası vardır. Ulaşım; asfalt yol.
GORDİOS, Frigya kralı, Gordion kentinin isim babası, Kral Midas'ın babası.

ANA TANRIÇA KYBELE VE PESSINUS KENTİ



ANA TANRIÇA KYBELE VE PESSINUS KENTİ

pessinius-KYBELE TAPINAGI jpg

Bu satırların yazarı Ali Güneygül, Pessinus Kenti KYBELE TAPINAĞI önünde

Anadolu'nun ve Frigya'nın Ana Tanrıçası Kybele'nin kültü ve tapım merkezi Pessinus kentinde bulunurdu. Bu kült bir göktaşıydı.
Bergama kralları burada Ana Tanrıça'ya görkemli bir tapınak yaptırdılar. (MÖ. 189 Çatı seviyesine kadar halen ayaktadır.)
Roma, Kartaca'yla savaşmaktadır ve durumu pek parlak değildir. Roma'nın kahinleri Kybele'yi simgeleyen taşın Roma'ya taşınmadıkça, Kartaca'yı yenemeyecekleri kehanetinde bulunurlar. Bergama krallarından, taşı Roma'ya götürmek için izin alırlar. Büyük bir heyet Pessinus'a gelerek Kybele taşını alıp, Dikili üzerinden Roma'ya doğru yola çıkarlar. ( MÖ. 204 yılında). Gemi Tiber Nehrinde kayaya oturur, büyük uğraşılara rağmen yerinden kımıldamaz. Kahinler, lekelenmemiş bir kızın, kuşağıyla gemiyi kurtaracağı kehanetinde bulunurlar. Bir çok genç kız bu onura sahip olabilmek için girişimlerde bulunurlarsa da sonuç alınmaz. İftiraya uğramış ve kötü kadın damgası yemiş genç ve güzel Claudio Quinta gelir, kuşağını gemiye bağlar ve çeker. Hem gemi hem genç kız kurtulmuştur. Kybele Taşı Roma'ya getirilir, Palatinus Dağındaki tapınağa konur. Roma Kartaca'ya galip gelir. Taş o devirde konduğu yerde durmaktadır.

Pessinus'ta her yıl martın 22 sinde başlayan Kybele şenlikleri yapılırdı.

Kybele portresi, Roma İmparatorluğunun armasına da konmuştur. Günümüzde İtalya posta pullarında Kybele portresi hala kullanılmaktadır. Antik Çağ betimlemelerinde Kybele, başında taç yerine bir kuleyle gösterilirdi. ( Sonraları Kybele Artemis'e dönüşmüş, Artemis'te başında kuleyle betimlenmiştir.) Günümüz İtalya'sı tepesi kuleli bir kadın olarak simgelenir.

PESSİNUS Kenti, Sivrihisar ilçesinin Ballıhisar Köyünle iç içedir. Tiyatro ve Tapınak kalıntıları görkemlidir. Bir açık hava müzesi ve bekçiye sahiptir.
Kazı çalışmaları devam ediyor. Asfalt yolu, Sivrihisar'a 11 Km. dir.
KYBELE; Bütün Tanrıların ve Tanrıçaların anası. Frigya dilinde, Kubele ve Kubebe olarak geçer.

PHRYG Müziği Denemelerine Öneri

Adonis ölçüsü
- . .- -
( bir uzun, iki kısa, iki uzun)
Adonis'e ağıtlarda, "O to Adonin" ünlemindeki vezin)

( Adonis/ Attis; Kybele'nin aşık olduğu Frigya'lı genç)


Gallus ölçüsü
. . - . - . - - . - - - -
( iki kısa, bir uzun,bir kısa, bir uzun, bir kısa, iki uzun, bir kısa, dört uzun)

(Bu Kybele törenlerinde söylenen ilahilerin ölçüsüdür. Kybele'nin bir kısım rahiplerine
Galli adı verilirdi. Bu ölçü adını onlardan alır.)
( MÖ. I.yy. da yaşamış Latin ozan Catullus, Anadolu'ya gelmiş, Kybele törenlerini görmüş, bu ilahilerin ölçüsünde şiirler yazmıştır. Temposu heyecanlı ve acelecidir.)

Çatalhöyük'te, Kybele yontuları ile birlikte bulunan çizgi motifleri, Anadolu'nun geleneksel halk sanatlarında, örneğin kilimlerde hala yaşamaktadır.



marsyas_koprusu.jpg

Marsyas Köprüsü, halen yayalara geçit vermektedir.
Çine'den Yatağan'a giden eski yolun kenarında yer alır.

marsyas.jpg

Marsyas, apollon tarafından gerilir. İstanbul Arkeoloji Müzesi

bacchus_pan__bronz__m_.186.jpg

Dionysos ve Pan
Bronz heykel,

kybele.jpg

KYBELE, başında kule başlığı ile

metropolis-ayazin.jpg

METROPOLIS (Ayazin Köyü-Afyon), Phryg kaya yerleşimleri.Phrygia'nın önemli kentlerinden biridir. Görsel kalıntıları tatmin edicidir.

phrygia-_aslantas.jpg

ASLANTAŞ FRİG ANITI
Seyitgaz - Afyon anayolundan sapılarak ulaşılır. Göynüş Vadisinde yer alır. Yakınında yerleşim yeri yoktur. Yolu asvaltlanmış, ulaşımı kolaydır.

KRALIN GÜZEL KIZI

Frigya kralının Tanrılara yalvarması sonucu bir kızı olur. Çünkü kral kız çocuklarını çok severmiş. Bu kız büyür gelişir çok güzel bir genç kız olur. Günlerden bir gün genç kız bir hastalık illetine yakalanır. O güzelim yüzünde çıbanlar çıkar, irinler akar. Kral üzgün kız perişan. Ülkeye haber salınır, doktorlar gelir gider, bin türlü ilaç denenir, fayda yoktur. Kızcağız sıkıntısından, üzüntüsünden kendini dağlara taşlara vurur, diyar diyar gezer çare arar. Kral da başına bir şey gelmesin ve uzaktan uzağa izlesinler diye peşine adamlar takar. Kızcağız dere tepe gezerken bir göl kıyısında uyuya kalır. Sabah olur uyanır. Gölde yüzünü yıkarken bir ferahlık hisseder, yaraları da tatlı tatlı kaşınır. Tekrar tekrar yüzünü yıkar, daha çok ferahlık duyar. Burada birkaç gün daha kalayım bu su yaralarımı rahatlatıyor galiba, diye düşünür. Birkaç gün sonra yüzünü yıkamak için göle eğilince birde ne görsün, yüzünde hiç yara yok, eski güzelliği yerine gelmiş. Kızı uzaktan izleyen kralın adamları da olaya şahit. Ortaya çıkarlar, kızı saraya götürürler, durumu krala anlatırlar. Kız mutlu, kral baba daha mutlu. Kral hemen bir buyruk çıkarır, bu kutsal gölün yanına bir şifa yurdu yapıla, herkes şifa bula.
Günümüzde GAZLIGÖL denilen, Afyon yakınlarındaki bu yer hala şifa dağıtmaya devam etmektedir. Gazlıgöl’de ufak bir konaklama tesisi, lokanta ve kafeterya, cild hastalıklarına şifa aramaya gelenlere hizmet vermektedir.
Gazlıgöl tren istasyonun hemen bitişinde yer alan kaplıcanın, Roma Döneminde de hizmet verdiğini kanıtlayan kalıntılar da görülebilir.

Yazarın özel notu
Tesisler maalesef hijyenik bir görüntüye sahip değil. Lokantasında yemek yemegi daha uygun buldum.
Gazlıgöl'den bir çok Frig kaya anıtına ulaşmak mümkün.

Kaynakça;
Ovidius, Fasti
Livius, XXIX
Herodotos, History
Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü
Halikarnas Balıkçısı, Deneme Kitaplarından
Ali GÜNEYGÜL, özel araştırmaları


Hiç yorum yok: